Kişiliğin Korunması
KİŞİLİĞİN KORUNMASI
Kişinin maddi, manevi ve iktisadi bütünlüğü üzerinde sahip olduğu mutlak haklara kişilik hakkı denir. Bu haklar kişiye, kişi olması sebebiyle tanınmış, devredilemez, haczolunamaz ve miras yoluyla geçmez. Hukuk düzenimiz kişiliği hem o kişinin kendisine karşı hem de dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı korumuştur.
A) Kişiliğin dâhilen korunması: Hiç kimse hak ve fiil ehliyetlerinden kısmen de olsa vazgeçemez. Hiç kimse özgürlüklerinden vazgeçemez veya onları hukuka veya ahlaka aykırı olarak sınırlayamaz. Ancak yazılı rıza üzerine organ nakli borcu altına girmek mümkündür. Fakat nakil borcu altına giren kişiye karşı ifa davası açılamayacağı gibi maddi-manevi tazminat davası da açılamaz.
B) Kişiliğin haricen korunması: Hukuka aykırı olarak kişilik hakları saldırıya uğrayan kimse hâkimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişiliği dışa karşı koruyan davalar şunlardır:
a) Tespit Davası: Sona ermesine rağmen etkisi devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespiti için açılan davadır. Bu davada davacı yani şahsiyet hakları haksız saldırı sonucunda zedelenmiş olan kimse saldırının haksızlığının tespiti yanında gerekirse ‘’ kararın yayınlanmasını’’ veya ‘’kararın üçüncü kişilere de bildirilmesini ‘’ talep edebilir.
b) Men Davası: Gerçekleşen ve halen de devam etmekte bulunan bir saldırıya son verilmesi için açılan davadır.
c) Önleme Davası: Halen mevcut olmamakla birlikte bir takım belirtilerden pek yakın bir zamanda gerçekleşmesi beklenen haksız saldırı tehlikesine karşı açılan davadır. Davacı bu davalarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi veya yayımlanması isteminde de bulunabilir.
Yukarıdaki üç davanın açılabilmesi için saldırının hukuka aykırı olması şarttır. Fakat saldırganın kusurlu olması şart değildir. Kişilik hakkı saldırıya uğrayan kimsenin hukuka uygun rızası, üstün nitelikte özel veya kamusal yarar veya kanunun verdiği yetkinin kullanılması veya meşru müdafaa gibi durumlarda hukuka aykırılık ortadan kalkar.
d) Tazminat Davası:
aa) Maddi Tazminat Davası: Kişilik haklarına yapılan saldırı nedeniyle uğranılan fiili zarar ve yoksun kalınan kazancın giderilmesi için açılan davadır.
bb) Manevi Tazminat Davası: Hukuka aykırı saldırı dolayısıyla uğranılan acı, elem ve ruhsal çöküntünün giderilmesi amacına yöneliktir.
Tazminat davasının açılabilmesi için saldırganın kusurlu olması gerekir.
Manevi tazminat talebi karşı tarafça kabul edilmedikçe devredilemez, miras bırakan tarafından ileri sürülmedikçe mirasçılara geçmez.
e) Vekâletsiz İş Görme Davası: Kişilik haklarına saldırıda bulunan kimse bu saldırı sonucunda bir takım kazançlar elde etmişse, saldırıya uğrayan açacağı bu dava ile elde edilen kazançların kendisine verilmesini talep edebilir.
Kişiliğin korunması
Vazgeçme ve aşırı sınırlamaya karşı
Madde 23- Kimse, hak ve fiil ehliyetlerinden kısmen de olsa vazgeçemez. Kimse özgürlüklerinden vazgeçemez veya onları hukuka ya da ahlâka aykırı olarak sınırlayamaz. Yazılı rıza üzerine insan kökenli biyolojik maddelerin alınması, aşılanması ve nakli mümkündür. Ancak
, biyolojik Madde verme borcu altına girmiş olandan edimini yerine getirmesi istenemez; maddî ve manevî tazminat isteminde bulunulamaz.
Saldırıya karşı
- İlke
Madde 24- Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.
- Davalar
Madde 25- Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir. Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir. Davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır. Manevî tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez. Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir.