Taşınmaz Satış Vaadine Dayanan Tapu İptal ve Tescil Davası
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, noterde düzenlenmesi gereken, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan bir sözleşme türüdür. Taşınmaz Satış vaadi sözleşmelerini sadece noterler resmi senede bağlayabilirler. Tapu müdürlüğünde satış vaadi sözleşmesi düzenlenemez. Taşınmaz satış vaadi alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu’nun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış borçlusu ise, vaat edilen taşınmaz için ödenmeyen bedel varsa bedelin ödenmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Bedel hiç ödenmemiş veya bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Türk Borçlar Kanunu’nun 97. maddesi gereğince davalı adına depo ettirilmelidir. Taşınmaz satış vaadine konu taşınmazın bedeli hiç ödenmemiş veya eksik ödenmiş ise dava tarihindeki rayiç değeri tespit ettirilerek bu bedelin depo ettirilmesi gerekmektedir.
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hak üçüncü kişilere devredilebilir.
Davacı mahkemeden ön sözleşme niteliğinde olan satış vaadi sözleşmesinin gereğini yerine getirmeyen vaat borçlusunun iradesi yerine geçecek biçimde hüküm tesis edilmesini talep etmektedir.
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi ön görülmediğinden Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaad alacaklısına teslim edilmiş ise (zilyetlik devri yapılmış ise) on yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınmaz. Zilyetlik devam ettiği sürece her zaman dava açılabilir.
ADAK & ÖZEKENCİ HUKUK