Suç İşleme ve Haysiyetsiz Yaşam Sürme Nedeniyle Boşanma
SUÇ İŞLEME VE HAYSİYETSİZ YAŞAM SÜRME
Türk Medeni Kanunu 163. maddesi ile hüküm altına alınmıştır. Buna göre:
“Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.”
AÇIKLAMALAR
Maddede “küçük düşürücü suç”un tanımı yapılmamıştır. Ancak 1982 Anayasası 76. maddesi altında düzenlenen “Milletvekili Seçilme Yeterliliği”nde bu suçlar tahdidi olarak sayılmıştır. Şöyle ki; “taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet
, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlarına fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma,terör eylemlerinet katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçları”. Maddedeki bu kavram hem yüz kızartıcı hem de bu nitelikte olmayan diğer cürümleri kapsamaktadır. Bu şekilde bir suç işleyen eşin ceza kovuşturmasına uğraması da şart değildir. Bu suçlardan birinin evlilik birliği devam ederken işlenmiş olması ve birlikte hayat sürmenin çekilmez olması yeterlidir.
“Nitekim evlilik öncesi işlenen ve evlendiği eşinin de haberdar olduğu bir suç dolayısıyla boşanma davası açılamaz. Ki bu husus dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil etmektedir.”
Haysiyetsiz hayat sürmede ise toplumun değer yargıları ile bağdaşmayan, toplumca hoş görülmeyen ve ayıplanan davranış içerisinde olmak ve bu davranışların devamlılık arz etmesi gerekmektedir. Her iki suç nedeni ile kanunda hak düşürücü süre öngörülmediğinden bu sebeplerden herhangi bir ile her zaman boşanma davası açılabilecektir.
Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
Madde 163- Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.
- HD. 27.06.2018 T. E: 2016/20524, K: 8173
Boşanma kararı verilebilmesi için gerekli olan “işlenen suç nedeniyle diğer eş için birlikte yaşamanın beklenemez hale gelmesi” koşulunun gerçekleşmediği- Nisbi karar harcının ikmal edilmesi cevap dilekçesini karşı dava haline getirmediğinden erkeğin karşı davası varmış gibi hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tazminat miktarları, yoksulluk nafakası miktarı ve tedbir nafakası yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dava, Türk Medeni Kanununun 163. maddesinde yer alan suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme hukuksal sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 163. maddesi hükmüne göre boşanma kararı verebilmek için suç teşkil eden eylemin evlendikten sonra işlenmiş olması gerekir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların davalının işlediği suç tarihinden sonra evlendikleri anlaşılmaktadır. Bu halde Türk Medeni Kanununun 163. maddesine dayalı boşanma kararı verilebilmesi için gerekli olan “işlenen suç nedeniyle diğer eş için birlikte yaşamanın beklenemez hale gelmesi” koşulu gerçekleşmediğinden davacının davasının reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Davalı erkeğin eşya talebi yönünden usulüne uygun şekilde açılmış bir karşı davası bulunmamaktadır. Sonradan, nisbi karar harcının ikmal edilmesi de cevap dilekçesini karşı dava haline getirmez. O halde, erkeğin karşı davası varmış gibi karşı davasının reddine dair hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: : Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.